Yerel
Giriş Tarihi : 03-03-2023 15:18   Güncelleme : 03-03-2023 15:21

Ulus devletinin en büyük zaferi

Ulus devletinin en büyük zaferi

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Artvin Şube Başkanı Ahmet Nişancı, ADD Genel Merkezi tarafından 3 Mart 1924’te TBMM’de kabul edilen devrim yasalarının yıl dönümü üzerine yayımladığı açıklamayı kamuoyu ile paylaştı.

ADD Artvin Şube Başkanı Ahmet Nişancı tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada,“Cumhuriyetin ilanından sadece 4 ay sonra kabul edilen üç devrim yasası, Kemalist Aydınlanma Devrimleri’nin temelidir” denildi. 3 Mart’ta kabul edilen üç yasanın koruma altında olduğu ancak halifeliğin kaldırılması dışındaki yasaların fiilen yürürlükten kaldırıldığı vurgulanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Cumhuriyet'in ilanından sadece 4 ay sonra, 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen 3 Mart Devrim Yasası, Cumhuriyeti’mizin Laik demokratik hukuk devleti niteliğinin ve KemalistAydınlanma Devrimleri'nin temelidir.

1) Şer'iye ve Evkaf Vekâletleri (din ve vakıf işleri ile ilgili bakanlıklar) ile Erkanı HarbiyeVekaletinin kaldırılarak, yerlerine Başbakanlığa bağlı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı,Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Genel Kurmay Başkanlığının kurulmasını sağlayan 429sayılı Yasa.

2) 430 sayılı Tevhidi Tedrisat (Eğitim Birliği) Yasası.

3) Halifeliği kaldıran 431 sayılı yasa.

Diğer Devrim Yasaları ile birlikte mevcut anayasamızın 174. Maddesi ile korumaaltında olmalarına karşın, yazık ki, günümüzde bu 3 yasadan Halifeliğin kaldırılmasıdışındakiler adeta fiilen yürürlükten kalkmış, hatta hukukçu kimlikli kimi densizlerce kadükoldukları bile ifade edilir olmuştur. Halifelik bile, ara ara emperyalistler ve kadimişbirlikçilerince gündeme taşınmaya çalışılmaktadır.

429 sayılı yasa ile kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ne hale geldiği ortadadır. Bukurum son dönemde nerede ise kendini Şeyhülislam sananlarca yönetilmekte, akıl, bilimve çağ dışı, dayanaksız fetvaları ile milleti çileden çıkarmaktadır.

Keza Vakıflar Genel Müdürlüğü de benzer durumdadır. Son yıllarda hemen bütüntarikat ve cemaatler vakıf (ya da dernek) adı altında örgütlenmişlerdir. Bunların büyükçoğunluğunun başlıca faaliyetinin ise, eğitimi ele geçirmek ve Laik Cumhuriyetin altınıoymak olduğu, belki de yalnızca sorumlu devlet kurumları tarafından görül(e)memektedir.

Yine 429 sayılı yasa ile kurulmuş olan Genel Kurmay Başkanlığı ise, 15 Temmuzsonrası adeta ordu ile bağlantısı kesilmiş durumdadır. Genel Kurmay Başkanı Anayasayagöre TSK'nın komutanıdır, ama Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları MilliSavunma Bakanlığına bağlandığından, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları da İçişleriBakanlığına bağlı kalmaya devam ettiğinden, komuta edecek kuvveti bulunmayan sembolikbir makama dönüşmüştür.

3 Mart yasalarının görece en önemlisi kuşkusuz 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat (EğitimBirliği) yasasıdır.Yasanın amacı; eğitimi çok başlılıktan kurtarmak, milli nitelikte tek disiplin altındayürütülmesini sağlamak, tek tip insan değil, oluşturacağı laik ve bilimsel Milli EğitimSistemiyle "Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür" yurttaşlar yetiştirmek olarak belirlenmiştir.

3 Mart 1924 tarihinde karşı karşıya olunan eğitim tablosu, iç acıtıcı, yüz kızartıcıdır.Osmanlıdan devralınan ilkokuldan üniversiteye toplam öğrenci sayısı nüfusun sadece%2,8'i (toplam 347 bin 821) okur-yazar oranı ise %3,5’dir (Erkeklerde %7, kadınlarda %0,4). Milletin 600 yıl konuştuğu dilin alfabesinden yoksun bırakılarak cehalet çukuruna terk edilmesi ve ilkokuldan üniversiteye (medreseye) verilen eğitimin utanç verici zavallılığıyanında; Tevhidi Tedrisat yasası çıkarıldığında tarikatlara ait 479 medresenin her birininkendi inançları doğrultusunda çağ, akıl ve bilim dışı eğitim(!) verdikleri de unutulmamalıdır.(Ne acıdır ki, bugün artık ne sayıları, ne kaç çocuğumuzun bunların elinde olduğu biliniyor,ne de bunu merak eden bir devlet anlayışı görülüyor.) Yanı sıra, çeşitli Hıristiyanmezheplerine bağlı ve farklı ülkelerin kontrolündeki misyoner okulları da ayrı ve ciddi birsorundu. Osmanlı'dan devralınan devlet denetimindeki Lise (idadi) sayısının sadece 23olduğu ülkemizde Amerikalılara ait 435, Fransızlara ait 94 (22 bin 425 öğrenci), İngilizlereait 30 (2996 öğrenci), Almanlara ait 10 (1600 öğrenci) İtalyanlara ait 4, Ruslara ait de 3 okulvardı. Yabancıların denetimindeki bu okullar başlangıçta azınlık çocuklarını okutmakamacıyla açılmışlarsa da-daha nitelikli eğitim verdikleri için-giderek Türk çocuklarını daeğiten misyoner okullarına dönüşmüştü. Ortaokul ve Lise eğitimi verilen bu okullardaokuyan Türk öğrencilerinin tüm Türk öğrencilere oranı; 1900 yılında %15 iken, 1910 yılında% 60'a, 1920'de ise % 75'e ulaşmıştı. Yani Cumhuriyet ilan edildiğinde ortaokul veliselerdeki her 4 öğrencimizden 3'ü bu misyoner okullarında okuyordu.

Devlet okulları, medreseler, misyoner okulları ve daha adı, amacı bilinmeyen sayısız"eğitim" kurumu, nasıl ve ne şekilde olduğu bilinmeyen karmakarışık bir eğitim sistemi...

Tevhid-i Tedrisat Yasası işte bu tabloyu değiştirmek için çıkarıldı ve hızla değiştirdi.Bu da başta tarikat ve cemaatler olmak üzere bütün Cumhuriyet düşmanlarını, misyonerleri ve emperyalist devletleri karşısında buldu.

Harf Devrimi, okuma yazma kursları, Millet Mektepleri, Üniversite Reformu hep bdevrimin bütünleyici adımları idi.En büyük adım ise, köy çocuklarını eğitmek için kurulan, ilk tohumu Atatürk'ün 1936Köy Eğitmenleri Kursları ile ekilmiş olan Köy Enstitüleri ile atıldı. Ne yazık ki bu büyük veözgün devrim çok başarılı olmasına karşın karşı devrim güçleri tarafından kısa sürede yokedildi. Türk Ulusu büyük önderini erken yitirmenin ilk bedelini dünyada örnek gösterilenKemalist Eğitim Devriminin geri döndürülmesinin başlangıcı olan Köy Enstitülerininkapatılmasıyla ödedi.

Bu tarihten sonra imam okulları, tarikat okulları, misyoner okulları hızla her tarafıkaplamış, parasız ve laik eğitimin yerini paralı ya da dini eğitim almış, müfredatbilimsellikten uzaklaştırılarak dinselleştirilmiştir.

Bugün ülkemizde Nurcusu, Süleymancısı, Menzilcisi, İsmail Ağacısı, Amerikancısı,İngilizcisi, Fransızcısı her dilden, her dinden, her tarikattan eğitim vardır. Bakanlığın adı hâlâMilli Eğitim Bakanlığı'dır, ama ‘Eğitim sistemimizde olmayan tek nitelik Milliliktir’ denseyeridir.Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür bağımsız, şanlıyüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder.’ sözleriyle yaşamsalönemine işaret ettiği, Milli Kültür, Milli Birlik, Laik Toplum ve Özgür Yurttaş yaratmak amaçlıKemalist Eğitim Devrimi yeniden yürürlüğe sokulmadan hiçbir sorunumuzu aşmaolasılığımız yoktur.

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak; 100. yılında Cumhuriyetimizi kuruluş ayarlarınadöndürme ve 3 Mart Devrim Yasaları dahil bütün Aydınlanma Devrimleri'ni yeniden hayatageçirme kararlılığımızı aziz milletimizle paylaşıyor, çarenin Yeniden Atatürk Cumhuriyetiolduğunu yineliyoruz.

Yaşasın Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye!”

 

Artvin'de HaberArtvin'de Haber