GÜNCEL
Giriş Tarihi : 27-02-2023 15:52

Neden risk testi yaptırmalıyız

Neden risk testi yaptırmalıyız

Artvin İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) temsilcisi Ferit Demiröz, hangi binaların riskli olduğunu ve neden risk testi yaptırılması gerektiğini anlattı.

Artvin’de aşırı kar yağışı ve akabinde yağmurun yağması ile zeminlerin gevşemesiyle art arda heyelanlar meydana geliyor. İnşaat Mühendisi Ferit Demiröz, heyelanların önüne geçmek için zeminle ilgili araştırmalar yapılması ve gözlem altında kontrol edilmesi gerektiğini söyledi. Artvin’de aktif fay hattının olmamasına rağmen binaların kendi ağırlığı ile yıkılabileceğini belirten Demiröz “Gürcistan olsun Ardahan bölgesi ve Erzurum bölgesi olsun buralarda aktif faylar var. Bu faylar harekete geçtiği zaman sallanıyoruz. Bazı binalar artık yorulmuş 60 senelik bina, 70 senelik binalar mevcut, sahil bölgemiz için özellikle söyleyeceğim zemini problemli eski yapılar mevcut, deniz suyundan kaynaklı temelde çürümeler, donatıda korozyonlar olduğu tespit edildi. Bu nedenle beton özelliğini yitirebiliyor.Bazı yapılardan beton numuneleri alıyoruz C10, C8 çıkıyor oysaki günümüz de yürürlükte ki deprem yönetmeliğin öngördüğü dayanım değeri ise en az C25 olması gerekiyor. Sıyırma yapılan kolonlarda korozyon kaynaklı çaplarının yarı-yarıya azaldığını görüyoruz. Sonuç itibariyle risk testi yaptırmak her zaman avantajdır” dedi.

Artvin’de bina yapılırken sismik ve sondaj çalışmaları çok dikkatli ve önemli şekilde yapılması gerektiğini belirten Demiröz “Ülkemiz deprem yönünden büyük bir sınavdan geçti. 40 bin üzerinde insanımız hayatını kaybetti. Yaklaşık ilk tespitlerde 5 bin bina yıkıldı, birçok insanımız yaralandı. Öncelikle bir daha yaşanmamasını temin ediyoruz. Genel olarak baktığımızda Artvin’de bir inşaat yapılırken nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Artvin’in coğrafya yapısı zor, her ne kadar aktif bir fay hattı olmasa da arazi eğimlerinden dolayı araziden kaynaklı sorunlar oluyor. Bunun içinde yapılması gereken özellikle sismik ve sondaj çalışmaları çok dikkatli ve önemli şekilde yapılması gerekiyor. 2010 yılına kadar yapı denetim Artvin’de yoktu ve 2011 yılında faaliyete geçti. 2010 yılına kadar yapılan zemin etütlerin birçoğundan nasıl yapıldığına dair fikrimiz yok. Kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum ama biz 2011 yılından sonra ancak bir fiil olarak denetleme aşamasına geçtik. Bu süreçte öncelikle arazi çalışması başlamadan önce araziden yönetmeliğin öngördüğü asgari sayıda sondaj numuneleri yani karot numunelerini alınıyor ve yetkililaboratuvar kuruluşlarına gönderilip analizleri yapılıyor. Bir de sismik çalışma var. Burada da zemininin sınıfını belirleniyor. Ağırlık olarak taşıma gücünü ve yatak katsayısı dediğimiz değerler belirlenerek hesaplamalarda binanın taşıyıcı sistemini modellerken kullandığımız değerleri hesap ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Heyelanların önüne geçebilmek için yapılması gerekeni anlatan Demiröz “Genel olarak baktığımız zaman çok kısa sürede kar yağması ve akabinde yağmurun peşine zeminde gevşemeler olduğu için bu heyelanlar doğal şeyler yani önemli olan kimsenin canına zarargelmemesi. Nasıl ki Ülkemiz deprem bölgesi ve bundan kaçamıyorsak, bu heyelanlar bizim coğrafyamızın kaderi. Gerekli tedbirleri almak da her zaman fayda vardır. Mesela yollarda ağ gerildi çelik tellerle, bunların çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Fakat bu da bir yere kadar. Daha büyük heyelanların önüne geçebilmek için zeminle alakalı araştırmalar yapmak gerekir. Ara ara o bölgeleri gözlemsel olarak kontrol etmek gerekir. Onları yapabilirsek bu tür heyelanların bir nebze önüne geçebilirve böylece olası can kayıplarının engelleyebiliriz diye düşünüyorum” dedi.

Geriye dönük binalarda risk testi yapılması gerektiğini belirten Demiröz “6306 sayılı kanun dediğimiz Kentsel Dönüşüm Yasası, ilk çıktığında çok iyi yasaydı. Fakat bu amacından çok saptırıldı zamanında. İlk başlarda daha faydalıydı, daha cazipti. Sonra uzun süre kira artışı yapılmadı, yardımlarda kısıtlamalar oldu. Bunun en kısa sürede tekrardan iyileştirip daha faydalı şekilde aktif hale getirmemiz gerekiyor. Bunu sadece bina olarak düşünmeyelim, riskli alanlarda tespit ediliyor bunun içerisinde dolayısıyla özellikle Artvin içinde değerlendirilecek bölümler var. Hatay’da gördüklerimden bahsedeceğim, çok eski binalar var, bu binaların tespiti yapılsaydı bu zamana kadar bu kadar can kaybı olmayabilirdi. 2011 yılında tüm Türkiye’de başladı yapı denetim. Bundan önce 2001 yılında 19 pilot ilde başlamıştı. Ülkemizdeki yapıların, özellikle pilot illerde 2001 öncesinde, diğer illerde ise 2011 öncesinde ki yapıların hepsinde geriye dönük binaların risk testi yapılması gerekiyor. Risk testi çok maliyetli değil” dedi.

Binaların Risk Tespitinin nasıl yapıldığını anlatan Demiröz “Vatandaşlarımızın başvurusu üzerine öncelikle zemin sınıfını belirliyoruz, daha sonra AFAD’ın vermiş olduğu Türkiye Deprem Tehlike Haritası var oradan yerel ivmeler gibi değerleri koordinatlara bağlı olarak alıyoruz, daha sonra betonarme bina ise ilgili laboratuvar kuruluşundan karot numuneleri, röntgen sıyırma tespitleri gibi çalışmalar ileyapının mevcut halini tespit yapıyoruz. Buna nazaran da bakanlığın sitesinde Bulut Hesaplama Sistemi var, oradan gerekli verileri girdikten sonra modelini yapıyoruz ve sonucunda binamız riskli mi değil mi bakıyoruz. Maliyeti çok yüksek değil. Deprem sonrasında sosyal medyada bazı kötü niyetlilerce yalan bilgiler paylaşıldı. Bina dan karot alınması binaya zarar verir diye. Oysakideprem yönetmeliğinin öngördüğü şekilde yapıya zarar vermeyecek şekilde numuneler alınmaktadır. Bunu da bakanlıkça lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlar yaparsa binaya hiçbir zarar verilmeden yapılmış olunur. Kontrollü olduğu sürece bu tespitlerin hepsinin ülkemizin ve vatandaşlarımız için can ve mal güvenliği yönünden her zaman faydalı olacaktır” ifadelerini kullandı.

Risk testi yaptırmak isteyen vatandaşların nasıl başvuru yapacağını anlatan Demiröz “Bir apartmanda olsun veya üç, dört katlı bir bina olsun maliklerden bir kişinin başvurusu yeterli. E-devlet üzerinden başvuru yapıyorlar. ARAAD diye bir sistem var oradan vatandaş giriş yaparak ilgili bilgileri doldurduktan sonra bakanlık tarafından lisanslı olan bütün firmalara başvuru yapabiliyorlar. Risk Tespiti sonrasında diğer malik yada maliklerce itiraz olması söz konusu. Tapu üzerinde o binada kaç kişi varsa tebligat gidiyor. Sizin binanız riskli olarak tespit edilmiştir, itiraz etmek istiyorsanız 15 gün içinde edebilirsiniz diye. Bu süreç içerisinde itiraz eden olursa, dosya incelenmek üzerine Trabzon’da Heyet var, 5 kişilik bir heyet ile inceleniyor. Eğer dosya tamamsa herhangi bir eksiği yoksa yapılan çalışmalar yürürlüğe uygunsa itirazı bir daha olmamak üzere dosya kapanır. Bu süreç içerisinde çok fazla problemler yaşanmadı Artvin bölgesinde. Ben 200 üzerinde yapıda risk yapı testi yaptım. Bir itiraz yaşanmadı, yapılan itirazlar neticesinde 6 dosyamız kurul tarafından incelendi hepsi onaylandı. Süreç şu anda ilerliyor. Bakanlık yeri gelirse problem çıkaran vatandaşın hissesini bile alabiliyor. Böyle bir imkan var. Bunun biraz daha iyileştirilmesi gerekiyor. Vatandaşa doğru bir şekilde anlatılması gerekiyor” dedi.

Risk testinin önemini anlatan Demiröz “Ben riskli yapı lisans belgesini ilk aldığımda yerel gazeteye bunun açıklamasını yaptım bu nedir diye. Eski binası olan insanlar kesinlikle şunu unutmasınlar; Bina kendi ağırlığıyla da yıkılabilir. Yorgun binalar dediğimiz yapılar var. Artvin’de yine aktif bir fay hattımız yok ama Gürcistan olsun Ardahan bölgesi ve Erzurum bölgesi olsun buralarda aktif faylar var. Bu faylar harekete geçtiği zaman sallanıyoruz. Bazı binalar artık yorulmuş 60 senelik bina, 70 senelik bina, sahil bölgemiz için özellikle söyleyeceğim, zemin kaynaklı problemler, deniz suyundan kaynaklı temelde çürümeler, beton ve donatı özelliğini yitiriyor ve numune alıyoruz C10, C8 çıkıyor günümüzde deprem yönetmeliğin öngördüğü en az C25 olması gerekiyor. Sonuç itibariyle risk testi yaptırmak her zaman avantajdır. Son dönemlerde özellikle Hopa bölgesinden çok fazla talep oldu. Artvin’de zaten yaptıklarımız var. Dediğim gibi eğer şüphe duyuyorsalar risk testi yaptırmalarında fayda var. Vatandaş duvarda bir çatlak görüyor, onu büyük bir problem gibi görüyor. Aslında duvar çatlağıdır, bizim arazimizdeki zemin hareketlerinden dolayı binalar üç, beş sene çalışır, oturma yapar. Bu tür çatlaklar olağandır. Önemli olan taşıyıcı sistem dediğimiz betonarme binalarda kolon kirişlerinde, yığma yapılarda ise taşıyıcı olan duvar elemanlarında hiçbir hasar olmamasıdır” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin tekrardan çok detaylı bir şekilde fay hatlarını incelemesi gerektiğini belirten Demiröz “İçerisinde uzun süre uyuyan fay hatları var. Yarın ne olacağı belli değil, Celal Şengör’ün dediği gibi Türkiye bir deprem bölgesi, bu depremleri yaşayacağız ama yapmamız gereken şu, buna hazırlıklı sağlam binalar yapmak. Bizim amacımız bu. Yapı denetimin amacı o binaların kontrolünü yapmak. Bu şekilde yaparsak önümüzdeki depremlerde sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum” şeklinde konuştu.

Dilan Şahinbaş

Artvin'de HaberArtvin'de Haber